Motor seslerini duymak, direksiyon başına geçmek, vites kolunu kavramak… Kimileri için sıradan detaylar olabilir; ama Pendik’te yaşayan 23 yaşındaki Zehra Düzgün için bu detaylar bir tutkunun parçası. Küçük yaşlardan itibaren motorlu taşıtlara ilgi duyan Düzgün, şimdi gökyüzüne uzanan dev bir kule vinçte, metrelerce yüksekte, erkek egemen bir sektörde cesaretin ve azmin sembolü olarak görev yapıyor. Aslen Sivaslı olan Zehra Düzgün, ailesiyle birlikte Pendik’te yaşıyor ve dört kardeşin en büyüğü. Küçük yaşlardan itibaren motorlu taşıtlara ilgi duyan Düzgün, “Merak ettiğim veya heves ettiğim her şeyi kendim deneyip görmeyi, kullanmayı seviyorum” ifadelerini kullanıyor. 19 yaşına geldiğinde ehliyet almak isteyen Düzgün, “Ufak ufak babamla araba sürmeyi denedim. Önce onunla birlikte pratik yaparak sürüş becerilerimi geliştirdim. Ardından ehliyet kursuna yazıldım ve sınavı başarıyla geçtim. Sınavı tek seferde geçmek bana büyük bir cesaret verdi, çünkü bu başarı, kendime olan güvenimi artırdı” diyor. Arabayla yetinmeyen Düzgün, kurye olarak çalışan amcalarından etkilenerek motosiklete de ilgi duymaya başlamış: “İlk motosiklet deneyimimde ne yazık ki bir kaza yaptım ama bu beni durdurmadı. Kaza sonrası hemen toparlandım, tekrar motosikletin başına geçtim ve sürmeye devam ettim. Zamanla sürüş yeteneklerim gelişti ve sonunda normal bir sürücü gibi yol alabiliyordum. Motor sürmek bana araba sürmekten daha fazla keyif vermeye başladı. Bu yüzden kendime vitesli bir motor aldım ve motorla olan bağım daha da güçlendi” sözleriyle motor sürmeye başlama sürecini anlatıyor.
İlk kadın operatör olmak büyük bir gururdu
Çalışma hayatına 19 yaşında adım atan Düzgün, başlangıçta babasının karşı çıkmasına rağmen, hayatının bu aşamasında kendine bir yol çizmek istediğini vurguluyor: Düzgün, “Başlarda babam çalışmamı istemiyordu, ancak ben bir şekilde kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. O yüzden evimize çok yakın bir fırında kasiyer olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra bu işten ayrıldım ve kendimi başka bir alanda denemek istedim” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Teknolojik ürünlerin depolandığı bir yere paketlemeci olarak girdim. Bu işte çalışırken işimi gerçekten severek yapıyordum. Yavaş yavaş iş makinelerine olan ilgim arttı. Depodaki elektrikli iş makineleri dikkatimi çekmeye başladı. Bu makineleri görmek, onları kullanmak bana büyük bir heyecan verdi.” Zamanla makineler hakkında daha fazla bilgi edinmeye karar veren Düzgün, “Bir süre sonra ben de forklift ehliyeti almayı düşündüm. Bu alanda kendimi geliştirebilirdim. Hemen ehliyetimi aldım ve aynı depoda forklift operatörü olarak çalışmaya devam ettim. Bu süreç benim için çok değerliydi çünkü yıllardır hizmet veren bir firmada, ilk kadın operatör olmak büyük bir gurur kaynağıydı” sözleriyle dile getiriyor.
İlk kadın operatör olmak büyük bir gururdu
Çalışma hayatına 19 yaşında adım atan Düzgün, başlangıçta babasının karşı çıkmasına rağmen, hayatının bu aşamasında kendine bir yol çizmek istediğini vurguluyor: Düzgün, “Başlarda babam çalışmamı istemiyordu, ancak ben bir şekilde kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. O yüzden evimize çok yakın bir fırında kasiyer olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra bu işten ayrıldım ve kendimi başka bir alanda denemek istedim” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Teknolojik ürünlerin depolandığı bir yere paketlemeci olarak girdim. Bu işte çalışırken işimi gerçekten severek yapıyordum. Yavaş yavaş iş makinelerine olan ilgim arttı. Depodaki elektrikli iş makineleri dikkatimi çekmeye başladı. Bu makineleri görmek, onları kullanmak bana büyük bir heyecan verdi.” Zamanla makineler hakkında daha fazla bilgi edinmeye karar veren Düzgün, “Bir süre sonra ben de forklift ehliyeti almayı düşündüm. Bu alanda kendimi geliştirebilirdim. Hemen ehliyetimi aldım ve aynı depoda forklift operatörü olarak çalışmaya devam ettim. Bu süreç benim için çok değerliydi çünkü yıllardır hizmet veren bir firmada, ilk kadın operatör olmak büyük bir gurur kaynağıydı” sözleriyle dile getiriyor.