
ABD Adalet Bakanlığı (The Department of Justice), 2023 yılında Google‘a dijital reklamcılık alanında rekabete aykırı uygulamalar yaptığı iddiasıyla dava açmıştı. Google ise 2024 yılında Virginia’daki bir federal mahkemeye başvurarak Adalet Bakanlığı’nın kendisine karşı açtığı antitröst davasının düşürülmesini talep etmişti. Bu talebe rağmen devam eden dava sürecinde dün yeni bir gelişme yaşandı. Federal bir yargıç, Google’ın reklam teknolojisi pazarında kasıtlı olarak tekel gücü elde ederek ve sürdürerek antitröst yasalarını ihlal ettiğine karar verdi. Yapılan açıklamaya göre mahkeme, antitröst ihlalleri için uygun çözüm yollarını belirlemek üzere bir brifing takvimi ve duruşma tarihi belirleyecek.
Sunulabilecek çözüm yolları arasında Google’ı reklamcılık işini dağıtmaya zorlamak yer alabilir. Örnek vermek gerekirse, Google, Google Ad Manager’ı satmak durumunda kalabilir. Google Ad Manager’ın AdX reklam borsasını ve yayıncılar için kullanılan reklam sunucusu DFP’yi (DoubleClick for Publishers) içerdiğini hatırlatalım. Bunun yerine Google’ın her hangi bir satış gerçekleştirmesine gerek kalmadan, açık artırmalarda kendi borsasına veya talebine öncelik vermesini yasaklamak gibi kısıtlamalar da getirilebilir.
Yargıç Leonie M. Brinkema’nın memorandum görüşünde belirttiğine göre; davacılar, açık web görüntülü reklamveren reklam ağlarının Google’ın tekel gücüne sahip olduğu ilgili bir pazar olduğunu kanıtlayamadı. Bu ağlar, reklamverenlerin açık web üzerinden görüntülü reklam satın almalarına yardımcı oluyor, dolayısıyla Facebook, Instagram ve Google Arama gibi kapalı ekosistemlerin dışında kalıyor.
Öte yandan yargıç, Google’ın adtech yığınının iki parçasını, özellikle de DFP ve AdX’i tekelleştirerek ve yasadışı bir şekilde birbirine bağlayarak Sherman Yasasını ihlal ettiğini ifade etti. Bu bağlamda yargıç, Google’ın yayıncı tarafındaki adtech’te tekel gücünü kötüye kullanmaktan suçlu olduğunu dile getirdi.
Mahkeme kararında, Google’ın “rakiplerini rekabet etme olanağından mahrum bıraktığı” belirtilerek, reklam teknolojisi sisteminin müşterileri olarak hem tüketiciler hem de medya görünümleri üzerindeki etkilere atıfta bulunuldu. Google’ın bir tekel olarak reklam fiyatlarını gerçek bir rekabet olmaksızın artırabildiği ve hem çevrimiçi reklamlarla karşılaşan kullanıcılara hem de varlıklarını sürdürebilmek için bu sisteme bel bağlayan medyaya zarar verdiği belirtiliyor.
Paylaşılan bilgilere göre; Google’ın reklam kârı, şirketin 2023 yılında 31 milyar dolar olan gelirinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. ABD Bölge Mahkemesi’ne göre bu, Google’ın reklam pazarının yüzde 87’sini kontrol ettiği anlamına geliyor ve Google’ı tekel sınırları içine sokuyor.
Google’ın düzenleyici işlerden sorumlu başkan yardımcısı Lee-Anne Mulholland yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Bu davanın yarısını kazandık ve diğer yarısını da temyize götüreceğiz,”
“Mahkeme, reklamveren araçlarımızın ve DoubleClick gibi satın almalarımızın rekabete zarar vermediğini tespit etti. Mahkeme’nin yayıncı araçlarımızla ilgili kararına katılmıyoruz. Yayıncıların birçok seçeneği var ve reklam teknolojisi araçlarımız basit, uygun fiyatlı ve etkili olduğu için Google’ı seçiyorlar.”
2024 yılında Arama odağındaki tekelcilik davasını kaybeden Google, kararı temyize götürmeye hazırlanmaktaydı. Yargıç bu davayla ilgili henüz bir karar vermedi, ancak 2025 ortalarında kararın verilmesi bekleniyor.
Yargıç Leonie M. Brinkema’nın kararı, Google’ın ana şirketi Alphabet’in yanı sıra Apple, Meta ve Amazon gibi teknoloji devlerine düzenleyiciler tarafından gösterilen baskıyı da temsil ediyor. Bu hafta Meta CEO’su Mark Zuckerberg, ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun sosyal medya devini rekabeti engellemek için muhtemel rakiplerini satın almakla suçladığı bir antitröst davasının duruşmasında kürsüye çıktı. Bu anlamda teknoloji devlerinin tekelleşme davalarıyla daha sık gündeme geldiğini söylemek mümkün.
Kaynak: webrazzi