
Kemal Tahir
Yarın yazar Kemal Tahir’in vefat yıl dönümü. Kemal Tahir merhum ile alakalı çok metin yazıldı çok şey söylendi umarım söylenmeye devam eder. Büyük yazarlar konuşuldukça anlaşılma ihtimalleri artan kişiler. Yazıldığı yıllara sâri değil gelecek yıllara da yansıyan eserleri var.
MUSTAFA ÇİFTÇİ
Kitaplarından aklımda kalan o kareler
Ben daha sonra “Bozkırdaki Çekirdek”i okumaya yeltendim ama araya türlü manialar girdi. Okumayı geciktirdim. Belki de her romanın doğru zamanı var okunmak için. O doğru zamanı yakalayıp da Köy Enstitüleri’ni konu alan Bozkırdaki Çekirdek’i okuyunca Köy Enstitüsü Projesi’nin nasıl büyük tartışmalara sebep olduğunu bir kere daha anladım. Ve bu meseleyi tartışan, konuşan kişilere tek bir soru sordum. “Köylü kısmı çocuğu okusun ve köyden kurtulsun der, hatta köydeki zor yaşama şekline “İt Dirliği” der. Hal böyleyken enstitüler köy çocuğunu okutup tekrar köye döndürmeyi nasıl düşündü? Bu soruya cevap vereni pek görmedim. Ama Kemal Tahir Köy Enstitüsü meselesinin az buz bir tartışma olmadığını daha su kaldıracağını biliyordu. Ve son sözü söylemekten ziyade katkı sunmuştu tartışmalara. Her romandan her filmden sadece bir kare kalırmış insanın aklında. Devlet Ana deyince yumruğu ile ağzını silen, iyi ata binen ve çok et yiyen süvariler kalmış aklımda. Bozkırdaki Çekirdek’ten ise kuru bozkırın ortasına tek bir ağaç resmeden bürokratı unutamıyorum.
Hapishane yılları
Kemal Tahir’in hapishane jargonunu eserlerine taşıdığı mekânlarda ben nasıl yaşayabilirdim diye sorar ve hep tedirgin olurdum. O hapishanelerde uyanık olmadın mı altından sandalyeyi bile çeker alırlar da ruhun duymaz. Uyanık olacaksın. Kara gecede kara karıncanın adımını sezeceksin. Her kişiden hile gelebilir, tetik duracaksın. İşte tüm bunlar bana pek uzak şeyler. Herkesin herkese çelme takacağı ortamları anlatır Kemal Tahir. Ben zannederdim ki sadece ben bu kötülük dolu ortamlardan rahatsız oluyorum. Fethi Naci der ki Kemal Tahir romanında kimse kimseyi sevmez. İnsan düşünmeden edemiyor, taşra ile karşılaşması hapishanede değil de daha sağlıklı ortamlarda olsaydı nasıl bir karakter kadrosu, nasıl bir olay örgüsü olurdu? Kemal Tahir merhum ile alakalı çok metin yazıldı çok şey söylendi umarım söylenmeye devam eder. Büyük yazarlar konuşuldukça anlaşılma ihtimalleri artan kişiler. Yazıldığı yıllara sâri değil gelecek yıllara da yansıyan eserleri var. Hal böyle olunca değişik yaşlarda, farklı birikimler ışığında yeniden okumak, değerlendirmek, konuşmak lazım. Bir de yazarlarına, fikir adamlarına zor hayatlar yaşatan ülkemizde yazarlar daha çok eserleriyle konuşulsunlar da yaşadıkları zorlukları anmak zorunda kalmayalım. Merhuma rahmet, okurlarına bereketli okumalar dileyerek bitirelim vesselam…
#Kemal Tahir
#vefat
#yıl dönümü
Kitaplarından aklımda kalan o kareler
Ben daha sonra “Bozkırdaki Çekirdek”i okumaya yeltendim ama araya türlü manialar girdi. Okumayı geciktirdim. Belki de her romanın doğru zamanı var okunmak için. O doğru zamanı yakalayıp da Köy Enstitüleri’ni konu alan Bozkırdaki Çekirdek’i okuyunca Köy Enstitüsü Projesi’nin nasıl büyük tartışmalara sebep olduğunu bir kere daha anladım. Ve bu meseleyi tartışan, konuşan kişilere tek bir soru sordum. “Köylü kısmı çocuğu okusun ve köyden kurtulsun der, hatta köydeki zor yaşama şekline “İt Dirliği” der. Hal böyleyken enstitüler köy çocuğunu okutup tekrar köye döndürmeyi nasıl düşündü? Bu soruya cevap vereni pek görmedim. Ama Kemal Tahir Köy Enstitüsü meselesinin az buz bir tartışma olmadığını daha su kaldıracağını biliyordu. Ve son sözü söylemekten ziyade katkı sunmuştu tartışmalara. Her romandan her filmden sadece bir kare kalırmış insanın aklında. Devlet Ana deyince yumruğu ile ağzını silen, iyi ata binen ve çok et yiyen süvariler kalmış aklımda. Bozkırdaki Çekirdek’ten ise kuru bozkırın ortasına tek bir ağaç resmeden bürokratı unutamıyorum.
Hapishane yılları
Kemal Tahir’in hapishane jargonunu eserlerine taşıdığı mekânlarda ben nasıl yaşayabilirdim diye sorar ve hep tedirgin olurdum. O hapishanelerde uyanık olmadın mı altından sandalyeyi bile çeker alırlar da ruhun duymaz. Uyanık olacaksın. Kara gecede kara karıncanın adımını sezeceksin. Her kişiden hile gelebilir, tetik duracaksın. İşte tüm bunlar bana pek uzak şeyler. Herkesin herkese çelme takacağı ortamları anlatır Kemal Tahir. Ben zannederdim ki sadece ben bu kötülük dolu ortamlardan rahatsız oluyorum. Fethi Naci der ki Kemal Tahir romanında kimse kimseyi sevmez. İnsan düşünmeden edemiyor, taşra ile karşılaşması hapishanede değil de daha sağlıklı ortamlarda olsaydı nasıl bir karakter kadrosu, nasıl bir olay örgüsü olurdu? Kemal Tahir merhum ile alakalı çok metin yazıldı çok şey söylendi umarım söylenmeye devam eder. Büyük yazarlar konuşuldukça anlaşılma ihtimalleri artan kişiler. Yazıldığı yıllara sâri değil gelecek yıllara da yansıyan eserleri var. Hal böyle olunca değişik yaşlarda, farklı birikimler ışığında yeniden okumak, değerlendirmek, konuşmak lazım. Bir de yazarlarına, fikir adamlarına zor hayatlar yaşatan ülkemizde yazarlar daha çok eserleriyle konuşulsunlar da yaşadıkları zorlukları anmak zorunda kalmayalım. Merhuma rahmet, okurlarına bereketli okumalar dileyerek bitirelim vesselam…
#Kemal Tahir
#vefat
#yıl dönümü
Hapishane yılları
Kemal Tahir’in hapishane jargonunu eserlerine taşıdığı mekânlarda ben nasıl yaşayabilirdim diye sorar ve hep tedirgin olurdum. O hapishanelerde uyanık olmadın mı altından sandalyeyi bile çeker alırlar da ruhun duymaz. Uyanık olacaksın. Kara gecede kara karıncanın adımını sezeceksin. Her kişiden hile gelebilir, tetik duracaksın. İşte tüm bunlar bana pek uzak şeyler. Herkesin herkese çelme takacağı ortamları anlatır Kemal Tahir. Ben zannederdim ki sadece ben bu kötülük dolu ortamlardan rahatsız oluyorum. Fethi Naci der ki Kemal Tahir romanında kimse kimseyi sevmez. İnsan düşünmeden edemiyor, taşra ile karşılaşması hapishanede değil de daha sağlıklı ortamlarda olsaydı nasıl bir karakter kadrosu, nasıl bir olay örgüsü olurdu? Kemal Tahir merhum ile alakalı çok metin yazıldı çok şey söylendi umarım söylenmeye devam eder. Büyük yazarlar konuşuldukça anlaşılma ihtimalleri artan kişiler. Yazıldığı yıllara sâri değil gelecek yıllara da yansıyan eserleri var. Hal böyle olunca değişik yaşlarda, farklı birikimler ışığında yeniden okumak, değerlendirmek, konuşmak lazım. Bir de yazarlarına, fikir adamlarına zor hayatlar yaşatan ülkemizde yazarlar daha çok eserleriyle konuşulsunlar da yaşadıkları zorlukları anmak zorunda kalmayalım. Merhuma rahmet, okurlarına bereketli okumalar dileyerek bitirelim vesselam…
#Kemal Tahir
#vefat
#yıl dönümü
Kaynak: Yeni Safak – Aktüel
Silivri’deki 6.2 büyüklüğünde deprem: Hangi ilçede kaç şiddetinde hissedildi? Silivri’deki 6.2 büyüklüğünde deprem: Hangi ilçede kaç şiddetinde hissedildi?
ABD Jeoloji Merkezi verilerine göre; İstanbul’un Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul’un farklı ilçelerinde farklı şiddette hissedildi. Deprem Büyükçekmece’de, Esenyurt’ta 6, Küçükçekmece’de 5.7, Başakşehir’de 4,9, Beşiktaş’ta ve Kadıköy’de 4.3, Pendik’te 4,2 ve Şile’de 3,8 şiddetinde hissedildi.…
DevamıAndroid kullanıcıları dikkat: Deprem öncesi uyarı almak için tek yapmanız gereken… Android kullanıcıları dikkat: Deprem öncesi uyarı almak için tek yapmanız gereken…
Sonraki haber İstanbul’da meydana gelen son depremler sonrasında Android kullanıcıları tarafından deprem uyarı sistemleri yeniden gündeme geldi. Google’ın Android deprem uyarı sistemini nasıl aktif edileceğini ve olası sarsıntılar öncesinde nasıl uyarı alacağınızı hemen öğrenin. Google, Android kullanıcıları için…
Devamı