

Çin Ulusal Uzay İdaresi (CNSA) Ay Keşfi ve Uzay Mühendisliği Merkezi Müdür Yardımcısı Pei Zhaoyu, Çin’in 2028’de başlatacağı Chang’e-8 görevinin, kalıcı insanlı Ay üssünün altyapısını oluşturacağını belirtirken, üssün enerji ihtiyacının güneş panelleri ve Ay yüzeyine döşenecek enerji iletim hatlarıyla karşılanabileceğini vurguladı.
Ancak en dikkat çekici detay, nükleer enerji santraline dair yapılan sunum oldu.
Rusya’nın uzay ajansı Roscosmos, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, 2035 yılına kadar Çin ile birlikte Ay yüzeyine bir nükleer reaktör yerleştirmeyi hedeflediklerini duyurmuştu. Şimdi ise bu planın Çin tarafınca da resmi olarak desteklendiği sinyalleri veriliyor.
Reuters’a konuşan Çin’in Ay keşif programı baş tasarımcısı Wu Weiren, “Ay üssüne enerji sağlamak büyük bir soru. Bu konuda Rusya’nın uzayda nükleer teknoloji konusunda doğal bir üstünlüğü var” dedi.
Wu, daha önceki girişimlerin sonuçsuz kalmasına rağmen, “bu sefer iki ülkenin Ay’a bir reaktör gönderebileceğini umduğunu” belirtti.
GÜÇ DENGELERİ DEĞİŞİYOR
Çin’in bu adımı, NASA’nın Artemis programı ile aynı zaman diliminde ilerliyor. ABD, 2025 yılında astronotları yeniden Ay’a indirmeyi, ardından kalıcı üsler kurmayı hedefliyor. Bu süreçte Çin’in kurmayı planladığı üs, Ay’ın güney kutbuna inşa edilecek.
Wu’ya göre, ILRS’nin “temel modeli” 2035 yılına kadar tamamlanmış olacak.
Çin ayrıca, “Proje 555” ile 50 ülkeyi, 500 araştırma kurumunu ve 5 bin bilim insanını projeye dahil etmeyi planlıyor.
AY’DA KAYNAK ARAYIŞI: SU VE MADEN HEDEFTE
Şanghay’daki konferansta Rus bilim insanları da Ay yüzeyinde su ve maden kaynakları aramaya yönelik projeleri tanıttı.
Özellikle, Ay taşlarının yakıt olarak kullanılması gibi senaryolar gündeme geldi.
Çinli analistlere göre, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Batı’nın yaptırımları nedeniyle zorlanan Roscosmos, artık Çin’le yaptığı iş birlikleri sayesinde uydu fırlatmaları, Ay araştırmaları ve uzay istasyonları konusunda ilerleme kaydedebilecek.
Kaynak Cumhuriyet